Bir köylünün iki kızı varmış. Bir gün bu iki kardeş ovaya odun toplamaya gitmişler. Yeterince odun topiamişlar. Büyük kardeş odunların hepsini küçük kardeşinin sırtına yüklemiş ve yola çıkmışlar. Bir müddet sonra küçük kız ablasına:
-Belim çok ağrıdı abla, odunları biraz da sen taşi, demiş. Ablası hiçbir şey söylememiş, biraz daha gitmişler. Küçük kız yine ablasına seslenmiş:
-Abla çok yoruldum, ne olur yardım et! Ablası küçük kızı duymamış bile. Bu şekilde biraz daha gitmişler. Küçük kız sonunda odun yükünü sırtından atmış ve ablasına öyle bir beddua etmiş ki:
–Abla abla! Dağ olasın, taş olasın, uzun uzun kış olasın. Belimdeki ağrı adın olsun. Ablası da küçük kız kardeşinin bedduasına karşılık vermiş:
-Ey benim küçük kardeşim! Bağrın tas, sacların çayır olsun. Başın, dilin gibi sivri, adin.da benr- im gibi ağrı olsun! Derken bir gürültü kopmuş, ortalığı bir toz bulutu kaplamıŞ. Biraz sonra ovada iki yüksek dağ sivrilmiş. Biri Küçük Ağrı diğeri Büyük Ağrı. Böylece iki geçimsiz kardeşin ikisi de birer dağ olmuş.









アララト山(痛い山)の伝説

村に2人の娘がいました。
ある日この2人の姉妹は、平野へ薪を集めに行きました。
薪が十分足りるまで集めたそうです。姉は妹の背中に全ての薪を背負わせ出発しました。
しばらくたった後、妹は姉に
‐私は背中も足もとても痛いです。姉さん薪を少しでも運んで下さい。
と言いました。
でも姉は、何も言わなかったそうです。
もう少し行ったところで、妹は、再び姉に声をかけたそうです。
‐姉さんとても疲れました。ねぇ、聞いているの?何が起こるの。
 姉さんも手伝ってください!
姉は、妹の言ったことを聞いていないらしい。
これでは、もっと少し行くらしい。
妹の後に、姉は、妹の背負った沢山の薪の荷を妹の背中から投げ捨て、
*‐それはそのような呪いをかけられたのよ!
‐姉さん、姉さん!山になりなさい。石になりなさい。長い長い冬になります。
 私の痛みは名前になります。
姉も妹も呪いに応えたらしい。
*‐ああ 私の妹!
叫ぶ石、髪を牧草地にしましょう。
頭、舌のように尖った名前も私のように痛みましょう!
その後、騒々しい混乱は、ほこりの雲に覆われました。
少し後、平野が2つの高い山に尖ったらしいです。
1つは小さな痛み。もう1つは大きな痛み。
したがって2人の難しい姉妹は、両方とも山になったらしいです。